Alfabenin Bulunuşu

 İlk alfabenin ortaya çıkışı, yazının bulunması ile aynı döneme denk gelir. Yazı, yaklaşık 5 bin yıl önce Sümerler tarafından bulunmuştur. Aynı şekilde alfabe de yazıyı bulan kişiler tarafından bulunmuştur. Çivi yazısı olarak adlandırılan bu alfabe, Sümerlerden etkilenen Asur, Babil, Elam, Akad, Hitit gibi medeniyetlerde de kullanılmıştır.


Çivi yazısından sonra alfabe olarak adlandırabileceğimiz ilk yazı Antik Mısır hiyerogliflerinde karşımıza çıkıyor. İdeogramatik olarak kabul edilen bu alfabede bariz şekiller, anlaşılır nesneleri tanımlıyordu. Benzer bir alfabe ile Kolomb öncesi dönemde yaşamış Maya uygarlığında karşılaşıyoruz. Güney Amerika alfabeleri olarak adlandırılan bu yazıların Ege bölgesi kökenli olduğu düşünülüyor.


Günümüzdekine benzeyen modern bir alfabe ise ilk kez Fenikelilerde karşımıza çıkıyor. Mısır hiyerogliflerinden esinlenerek oluşturulan bu alfabe, fonogramatikti ve her bir şekil, bir sese karşılık geliyordu. Fenikeliler Akdeniz ve çevresindeki geniş alanda ticaret yaptıkları için bu alfabe kısa süre içinde Araplar, Yunanlılar, İbraniler ve Latinler arasında da yayılmıştır. Yani günümüzde kullandığımız Latin alfabesinin atası, Fenike alfabesidir.

Ömür Yılmaz 

KAYNAKÇA

istanbul.edu.tr


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Judo Tarihçesi

Resim
 Judo’nun tarihi süreç içinde ilk kez ortaya çıkışı 19. yüzyıla dayanıyor. İlk dönemlerinin ve öğretinin temellerini geliştirilen isim ise Ji gora Kano 'dur. Kano Jigoro tarafından 1882 yılında melez bir dövüş sanatı olarak geliştirilmiştir. Farklı dövüş sanatları sistemleri incelenerek ve deneyimlenerek, birleştirici bir dövüş sistemi olarak ortaya çıkmıştır. Temelde rakibin enerjisini kullanarak onu kontrol etme prensibine dayanmaktadır. Judo farklı teknikler ve hareketler üzerine kuruludur.  Farklı şekillerde yere düşürme teknikleri bulunmaktadır. nage – waza, katame – waza, shime – waza, kansetsu – waza gibi düşürme, boğma ve ekleme, kontrol etme teknikleri geliştirilmiştir. Japonya kökenli bir dönüş sanatı olan Judo, Japon jiu – jitsu adı verilen geleneksel dövüş sanatıyla ilgilenen Kano’nun bu sistemi sert ve tehlikeli bulması ile daha güvenli ve karakter gelişimini vurgulayan bir sisteme olan ihtiyacı sonrasında ortaya çıkmıştır.  Kökeni Japonya’ya dayanan Judo...
Devamı

YUNAN TANRILARI VE TANRIÇALARI

Resim
  Zeus: Tanrıların Kralı Zeus,Yunan mitolojisinin en güçlü ve en yüce tanrısı olarak kabul edilir. Olimpos Dağı'ndaki tanrılar meclisinin lideridir ve gökyüzü ile şimşeğin tanrısıdır. Zeus, adaletin, düzenin ve evrenin koruyucusudur. Aynı zamanda fırtınalar, yıldırımlar ve yağmurlar gibi doğa olaylarını yönetir. Zeus'un güçlü karakteri, onun hem insanların hem de tanrıların kaderini belirleyen bir figür olmasını sağlar. Yunan mitolojisinde, Zeus sık sık insanları ve diğer tanrıları kontrol altına almak için şimşeklerini kullanır. Zeus, aynı zamanda birçok mitolojik hikayede romantik ilişkileriyle tanınır. Efsanelere göre, birçok tanrı ve yarı tanrının babasıdır. Onun gücü ve otoritesi, Yunan mitolojisindeki diğer tanrıların ve tanrıçaların düzenini sağlamada kritik bir rol oynar. Hera:Aile ve evliliğin tanrıçası Hera, Zeus’un eşi ve tanrıların kraliçesi olarak bilinir.Evlilik ve aileyi koruyan bir tanrıçadır. Hera, Yunan mitolojisinde sadakatin ve evlilik bağlarının koruyucusu ...
Devamı

Fıkra

Resim
Fıkra Nedir ? Fıkra, latife, nükte veya nekre, özlü bir anlatımı olan, nükteli ve güldürücü kısa hikâye. Nasreddin Hoca fıkraları, Karadeniz fıkraları ve Bektaşi fıkraları bunlara örnektir. Hikâye şeklinde olmayan güldürücü sözlere espri veya nükte denir. Fıkra Örneği; -Nasrettin Hoca'nın Bilindik Bir Fıkrası- Fıkra Nasıl Bulunmuştur ? Türk edebiyatında fıkra yazarlığı,  Şinasi'nin 1860 yılında Agâh Efendi ile birlikte çıkardıkları Tercüman-ı Ahval gazetesindeki yazılarıyla başlamıştır . Özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınmıştır. Tarihi Fıkra Örneği; CAİZE Şair Ebu Dellame ile Halife Mehdi arasında şöyle bir vakıa geçmiştir: Ebu Dellame, Abbasi hükümdarlarına bir kaside takdim eder. Halife kasideyi pek beğenir: – Sana bu kasiden için ne caize vereyim? – Efendimiz bendeniz bir av köpeği isterim. – Bu kadar güzel bir kasidenin caizesi bir av köpeği olur mu? – Efendim kulunuz böyle istiyor. Halife Mehdi işe şaşar, ama şairi de kırmak istemez: – Peki, istediğin gibi sana bir a...
Devamı